Hamd Allah’a mahsustur. Salât ve selam, eylem ve söylemleriyle insanları doğru yola ileten Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e, O’na güzellikle tâbi olan âl ve ashabına ve kıyamete kadar şu dünya sahnesinde rol oynayan tüm muvahhid kullara olsun. Hiç kuşku yok ki Allah Teâlâ, peygamberleri insanları şirkin, küfrün ve zulmün karanlıklarından imanın aydınlığına çıkarmaları ve onları tağutlara kulluk etmekten uzaklaştırıp, ibadetlerini sadece Allah’a sunmaları için göndermiştir. Yüce Rabbimiz şöyle buyurur: “Kasem olsun ki Biz her ümmete, Allah’a ibadet edin ve tağuttan uzak durun diye (tebliğ yapan) bir peygamber göderdik…” (16 Nahl/36) Peygamberimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem de aynı misyon ile gönderilmiş ve bu misyonu yerine getirirken Allah’ın ayetlerini bize hatırlatmasının yanı sıra bizleri şirkten, küfürden ve günahlardan temizlemek için son derece gayret sarf etmiştir. Bunun yanında bir de bizlere Kitap ve Sünneti öğretmeye çalışmıştır. Rabbimiz Kur’ân-ı Kerim’de O’nu nitelerken şöyle buyurmuştur: “O Allah, ümmî Araplar arasında kendilerinden onlara Onun ayetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara Kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderendir…” (62 Cuma/2) Bazı İslam âlimleri bu ve benzeri bazı ayetlerde yer alan “hikmet” kelimesiyle kast edilenin “sünnet” olduğunu belirtmişlerdir.[1] Bu nedenle Müslümanların kesinlikle Rasulullah’ın pak Sünnetini öğrenmeleri ve bu şekilde Rasûle ümmet olma görevlerini yerine getirmeleri gerekmektedir. Allah Teâlâ, Kur’ân-ı Kerim’in birçok yerinde Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e itaat etmenin gerekliliğini kesin ve kat‘î ifadelerle vurgulamıştır. O’na itaat etmek farz, isyan etmek haramdır. Şu ayetler Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e itaati emreden ayetlerden bazılarıdır: “Allah’a ve Rasûle itaat edin; eğer yüz çevirirlerse şüphesiz ki Allah kâfirleri sevmez.” (3 Âl-i İmran/32) “Allah’a itaat edin, Peygamberlere de itaat edin.” (5 Mâide/92) “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Rasûle de itaat edin ve amellerinizi boşa çıkarmayın.” (47 Muhammed/33) “Allah’a ve Rasule itaat edin ki, rahmete nail olasınız.” (3 Âl-i İmran/132) “Her kim Peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Her kim de yüz çevirirse, biz seni onlara bekçi olarak göndermedik.” (4 Nisa/80) O’na itaat edebilmemiz için evvela O’nun yaşantısını, hayat tarzını, yemesini, içmesini, oturmasını, kalkmasını; insanlara, eşlerine ve çocuklarına nasıl davrandığını; müşrik, kâfir ve münafıklara nasıl muamelede bulunduğunu; Rabbine nasıl itaat ettiğini öğrenmemiz gerekir. Bunları öğrenmeden O’na nasıl itaat edebilir, nasıl bu farzı yerine getirebiliriz ki?! Bu bağlamda şunu hiçbir zaman hatırımızdan çıkarmamamız gerekir ki, Allah Rasûlu sallallahu aleyhi ve sellem’e itaati terk edip O’na muhalefet etmek, kimi zaman haram olabileceği gibi kimi zaman da –Allah korusun– şirk ve küfür olabilir. İmam Ahmed b. Hanbel rahimehullah şöyle demiştir: “Mushaf’a baktım ve otuz üç yerde Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e itaatin olduğunu gördüm.” İmam sonra şu ayeti okudu: “Bu sebeple, Onun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir fitne gelmesinden veya kendilerine çok acıklı bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.” (24 Nur/63) Sonra bunu tekrar etti ve dedi ki: “Fitne nedir (bilir misiniz?) Fitne şirktir! Kişi, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bazı sözlerini reddeder ve buna binaen de kalbine bir sapıklık düşer. Ve böylece doğru yoldan sapar ve helak olur.”[2] Bu gün kimi insanlar çıkıp “Kur’an bize yeter. Bizler Kur’an’ın haram dediğini haram, helal dediğini de helal kabul ederiz” demekte ve Sünneti reddederek peygamberi adeta bir “postacı” mesabesinde görmektedirler. Böylelerine İmam Ahmed’in üstte geçen sözünü hatırlatarak kendilerini “fitne”den, yani “şirk”ten korumalarını öğütleriz. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: ―Yüz çevirenler dışında ümmetimin tamamı cennete girecektir. Denildi ki: ―Ya Rasûlullah! Yüz çevirenler de kimlerdir? Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: ―Bana itaat eden cennete girer, bana isyan eden ise yüz çevirmiş demektir. (Onlar da cehenneme girer.)[3] İhlâs ve samimiyetle Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e itaat edenler, Allah’ın izni keremi ile cennete girecek ve orada O’nunla beraber olacaktır. Acaba Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e komşu olmak ve cennete O’na refakat etmek kadar büyük bir erdem varmıdır? Efendimiz’e olan sevgimizi ispatlamanın ve cennette ona komşuluk etmenin yegâne yolu, ancak O’nun verdiği direktiflere titizlikle uymak ve gücümüz miktarınca emirlerini yerine getirmekle mümkündür. Rabbim bizi ve tüm müslümanları, O’nun pak Sünnetini ihya eden ve cahiliyyenin karanlığında yolunu kaybeden insanları O’nun aydınlık yolu ile sırat-ı müstakime ileten kullarından eylesin. (Âmin) Biz bu çalışmamızda Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in altın mesabesindeki elli beş öğüdünü, toplumumuzun anlayarak istifade edebileceği bir üslupla izah etmeye gayret ettik. Bunun yanı sıra kitabın son kısmına ümmetin öncüleri ve en hayırlıları olan Selef-i Salihîn’den elli beş nasihat yerleştirdik. Bizler biliyoruz ki Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in öğüt ve tavsiyeleri elbette bununla sınırlı değildir; ancak O’nun dünya ve ahiret saadetini elde etmemiz için bize yaptığı nasihat ve öğütleri içtenlikle yerine getirdiğimiz zaman, Allah celle celaluhu bizlere bilmediğimiz veya bilsek bile amel etme imkânı bulamadığımız diğer öğütleri hayatımızda tatbik etme fırsatı verecektir. Yeter ki bizler isteklerimizde samimi ve ihlâslı olalım, öğrendiklerimizi hayatımızda pratiğe dökme gayretine girelim… Mutlaka Allah celle celaluhu bize bu nimeti nasip edecektir. Burada şunu açıkça ifade etmeliyiz ki, bizi bu çalışmayı yapmaya sevk eden temel sâik, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in “Din nasihattir”[4] buyruğudur. Din nasihatse, bu dinin mensubu olan biz Müslümanların da nasihat ehli olması gerekmektedir. Bu bağlamda gerek bizimle aynı akideyi paylaşan kardeşlerimize, gerekse diğer insanlara nasihat etmek bizim en temel görevlerimizdendir. Bu, aynı zamanda en hayırlı ümmet olabilmemiz için temel faktörlerdendir. Sahabenin ileri gelen simalarından birisi olan Cerîr b. Abdillah radıyallahu anh’ın şu sözü bu açıdan çok önemlidir: “Ben Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e namazı sürekli olarak düzgün kılmak, zekât vermek ve her Müslümana nasihat etmek üzere biat ettim.”[5] Buna binaen bizlerin güç nisbetinde her kardeşimize karşı samimiyet göstermesi, bu samimiyetin bir nişanesi olarak da nasihat etmesi gerekmektedir. Dünya ve ahiret saadetini elde etmek ve etrafımızdaki kötülüklerin sona erip iyiliklerin bâki kalmasını temin etmek adına bir cehd-ü gayret içerisinde nasihat konusundaki görevimizi ihmal etmemeliyiz. “De ki: Haydi bakalım çalışın (amel edin). Hem Allah hem Rasulü hem de mü’minler yaptığınızı görecektir. Siz görüneni de görünmeyeni de bilene (Allah’a) döndürüleceksiniz. O da size yaptıklarınızı haber verecektir.” (9 Tevbe/105) Başarıya ulaştıran Allah’tır. [1] Bkz: İmam Suyûtî, “Miftâhu’l-Cenneh Fi’l-İhticaci Bi’s-Sünneh”, sf. 20. [2] İbn Teymiyye, “es-Sârimu’l-Meslûl”, sf. 56. [3] Buharî, Kitabu’l-İ’tisam, 2. [4] Müslim, Kitabu’l-İman, 95. [5] Buharî, Kitabu’l-İman, 42.
55 Altın Öğüt
₺ 200,00 ₺ 100,00
Neda yayınları
Kağıt Türü | Kitap kağıdı |
Sayfa Sayısı | 272 |
Ebat |
13.5×19.5
|
Cilt | Karton kapak |
Temin süresi 1-2 gündür
Stok kodu: 55-altin-ogut
Kategoriler: Huzeyfe Kitaplığı
Etiketler: 55 Altın Öğüt, huzeyfe kitap, neda yayınları
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.
İlgili ürünler
İndirim!
Huzeyfe Kitaplığı
İndirim!
Akaid Kitapları
İndirim!
Akaid Kitapları
İndirim!
Fıkıh Kitapları
İndirim!
Akaid Kitapları
İndirim!
Huzeyfe Kitaplığı
İndirim!
Akaid Kitapları
İndirim!
Huzeyfe Kitaplığı
“55 Altın Öğüt” için yorum yapan ilk kişi siz olun