Sahâbe ve onlardan sonra gelen bu ümmetin selefinin hayatına baktığımızda, onların Kur’ân-ı Kerim’i vererek Allah’ın kendilerine ne kadar değer verdiğini anladıklarını görürüz. Ona yöneldiler, onu ezberlediler, gece-gündüz onu okudular. Kur’ân’ı ruhlarının gıdası, kalplerinin azığı ve gözlerinin nuru kıldılar. Onun hükümlerini uyguladılar, hadlerini yerine getirdiler ve şeriatını tatbik ettiler. Onunla nefisleri temizlendi, durumları düzeldi. İnsanları ona çağırdılar ve teşvik ettiler.
Bu kitapta onların hayatlarının razı olunan durumları ve parlak tablolarından bir bölüm yer almaktadır. Bu kitapla, sahâbeyi izleyen ve onlara uyan kimselerin örneklerini göreceğiz ki, bu önderlerin başında peygamberimiz ve örneğimiz Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) gelir. O, Allah’ı en iyi bilen ve ondan en çok korkan kimse idi.
Bu kitapta onların hayatlarındaki bu pratik örnekleri, aşağıdaki metodu izledim:
– Âyetleri, âyet numarası ve sûreleri ile birlikte verdim.
– Metindeki hadisleri kısa bir şekilde, dipnotta ayrıntıya yer vermeden tahric ettim.
– Okuyucuyu sıkma endişesinden dolayı rivayetleri sahiplerine atfetme konusunda dipnotta açıklama vermedim. Aksi halde kitabın hacmi daha da büyüyecekti.
– Âlimlerin sözlerini, kitaplarından naklederek verdim.
– Kitabın üslubunun kolay ve basit olup tüm insanlara uygun olması için çaba gösterdim. Böylece kitap, toplumun ihtiyaçlarına hitap edecektir. Belki de bu yüzden Allah ondan faydalandıracaktır.
– Gerçekle bağlantı kurarak ve selef-i sâlihinimizin Kuran’ı önemseme ve onunla amel etme yaklaşımına uymayı teşvik ederek, en güzel şekilde yorumladım. Bununla birlikte Kur’ân ve sünnetteki delilleri de zikrettim.
– Kitabın baş tarafında önemli kimi mevzulardan bahsettim. Bunlar, yazdıklarım arasında tekrar olabilir. Ancak yaşanan olaylarla ilişkilendirerek, birçok örnek ve pratik uygulamadan bahsettim.
– Selef-i sâlihinimizin hayatı, onların Kur’ân’dan etkilenme ve onunla amel etme konusunu, fert fert ele aldım. Her birinin müstakil bir hâl tercemesi bulunmaktadır. Bu girişe, Kur’ân’dan etkilenen, onunla amel eden ve ona çağıran peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem), ardından hulefa-i raşidin, sonra diğer sahâbe erkek ve kadınlar, ardından seleften örnek verdim. Bunların sıralanmasında belirli bir metod izlemedim.
– Selef-i sâlihinimizin tamamının Kur’ân-ı Kerim ile olan ilişkisini ele almadım, çünkü bu zordur. Ancak derlenmesi ve yorumlanması kolay olanları bir araya getirdim. Aynı zamanda onların hayatını yazarken, hayatlarındaki her şeyden de bahsetmedim. Özellikle, onun Kur’ân ile olan ilişkisi ve Kur’ân’a verdiği önemi zikrettim.
– Kimi zaman iki ya da daha fazla kişinin hayatını, tek bir başlık altında verdim ki, bu oldukça azdır. Bunun nedeni, söz konusu kimselerin aralarındaki ilişkinin gücüdür. Bu ya Kur’ân’ı öğretme, ya birbirlerine yakınlık ya da birbirleri arasında bulunan hoca-talebe ilişkisidir.
– Konuyla ilişkili zorunlu bir neden olmadıkça, söz konusu kimselerin vefatından bahsetmedim.
– Kimi rivayetler hakkındaki yorumlar, birbirine yakın bir üslüp taşıyabilir. Onların hâl tercemelerine bakıldığında her birinin bağımsız olduğu görülür. Böylece bu kitap, sohbet meclislerinde okunabilir veya ondan belirli bir şekilde faydalanılabilir.
Yüce Allah’tan, bizi bu kitaptan faydalandırmasını ve bu kitabı kendi rızası için kabul etmesini, bizi de has kulları olan Kur’ân ehlinden kılmasını dilerim… Salât ve selâm, peygamberimiz Muhammed’e, onun âline ve ashabınadır.
“Selef-i Sâlihin ve Kur’ân” için yorum yapan ilk kişi siz olun